"İnsan
hayati ve dünyanın düzeni kanunlara ve kurallara bağlıdır. Bu kurallara
uymayan, kuralın şekline ve ciddiyetine uygun bir sonuçla karşılaşır. Yağmurlu
havada şemsiyesini almadan dışarı çıkan bir insan bunun sonucu olarak ıslanır. Soğuk
ve karlı havada paltosunu giymeden sokağa çıkan bir çocuk üşür, hastalanır. Kırmızı
ışıkta durmayan ve trafik kurallarına uymayan bir sürücü kaza yapar veya para cezası
öder. Dikkat edildiğinde bütün olaylarda bir sebep sonuç ilişkisi olduğu görülecektir."
Bu paragrafa çocuk
eğitimi ile ilgili bir kitapta rastladım. Bu veya benzer cümleleri hemen hemen
her turlu kitapta, yazıda bulmamız mümkün. Sebebe mazhar bir olay varsa bir
sonuca nihayet eder. İşin özü de bu olduğu halde, bu eğitimi erken çocukluk döneminde
vermemiz gerekirken bu eğitimi ailede vermeyi bıraktıktan yıllar sonra insanların
neden olması gerektiği gibi davranmadıklarını sorgularız hep. Bu bahsettiğim kişilerin
başında da kendimi sayabilirim. İnsan fıtratı sebep sonuç ilişkisi ile islerken
bu özü bozan yine insan oluyor. Çocukların yapmamaları diye sıraladığımız davranışlar
bizlerin, yani kendimizi yetişkin diye tabir ettiğimiz kişilerin, de yapmaması
gereken davranışlar değil midir? Başkalarına veya onlara ait olan her ne ise
ona zarar vermemek, düzenli bir yasam içerisinde işlerini düzenli yaparken
düzenli uyku saatlerine uymak, yalan söylememek, verilen sözde durmak... Daha birçok
sayabileceğimiz kural, anane, gelenek, görenek veya ismi her ne derseniz deyin sıralayabileceğimiz
cümleler yetiştiğimizi varsaydığımız bizler için ne zaman uyulması gereken kuralların
dışına çıktı veya bize bu hakkı kim verdi. Tutarsızlıkların başladığı yerde
sorunlar ortaya çıkacaktır. İstisnai durumlar, durumların genel hallerini
bozmaya yetmezler. Tehlikeli bir hareket yaptığınızda zarar görmemiş olmanız,
bu hareketleri tekrarladığınızda zarar görmeyeceğiniz anlamına gelmez. Şans
kendisini her zaman yeniler eğer şansa inanırsanız... Ama şansa inanıyor
musunuz? Şans diye bir şey var mıdır?
Yaşı nicelik
olarak fazla olan büyüklerin ne kadar yetişkin oldukları yaşları ile değil bahsettiğimiz
toplum içinde yasama, insan olma kurallarına ne kadar uyduklarına göre
belirlenebilir. Bu şekilde tanımlarsak eğer yetişkin olma durumunu, topluma baktığımızda
şunu görmemizin bizi şaşırtmaması lazım: Yaşınız ne kadar küçükse o kadar yetişkinsinizdir.
İşin özü, yetiştirmeye
çalıştığımızı söylediğimiz çocuklarımızı kendimize benzetmeden, onların doğasında
var olan güzellikleri korumayı başarabilmemiz, onlarla birlikte bizlerin yetişmesini
sağlayabilir. Çocuklarımız kadar saf, çocuklarımız kadar “gerçek” kurallara içten
bağlı günler, güzel günler olacaktır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder